26 Şubat 2020 Çarşamba

Yagmur Ibic imzali, asi uzerine yaziya itiraz

Yagmur Ibic Instagram sayfasindan Subat 2020 tarihli paylasimina cevap olarak yaziyorum. Neden? Not dusmek icin.

Kızamık aşağı, kızamık yukarı..
Öldürür, süründürür, yok eder bu kızamık..
Nedir bu kızamık aşısındaki ısrar?
Oysa doğal yolla geçirilen kızamık güçlü bir bağışıklık kazandırır immün sistemine.
Hatta "kansere" karşı bile.. Acaba bu sebeple mi istenmiyor doğal kızamık geçirmemizi?
Yoksaaa..
Kızamık için vurulan "KKK" karma aşısı "İnsan Diploid Akciğer Fibroblast hücresi"nde üretiliyor olabilir mi?
Ne ola ki bu?
Yani uzun lafın kısası ölüm teorileriyle korkutup yavrunuza zerk ettikleri o şırınganın içerisinde; 3 aylık düşük yada kürtajla elde edilen kız bebeklerin ölü bedenlerinden alınan akciğer fibroblast hücreleri var..
Bu hücrelerde sahte kızamık virüsü üretilyor ve alınıp aşının içerisine konuluyor.
Tabiiii, %90 ölü kız bebeğin DNA'sı ile birlikte.. Bir Allah'ın kulu yalanlayamaz bunu!
Prospektüsü çarpın suratlarına.
Sayesinde okuyup ogrenmis oldum. WI-38 hucresi bahsettigi. 1960'larda, Isvec'te bir kac cocuklu, alkolik kocasi olan bir kadin, 12 haftalik bebegini kurtaj ile aldiriyor. Cenin dokulari, Amerika'da Dr Hayflick'e gonderiliyor. Akciger dokusundan hucre kulturu uretiyor. Ayni donemlerde, degisik yerlerde asi uretme uzerine cok fazla calisma var ama, bu surecte kullanilabilecek iyi hucre kulturu bulunmakta zorlaniliyor. Bu hucre kulturu (WI-38 adi verilmis) de tam burada devreye giriyor. Asi uretimine uygunlugundan dolayi bir numarali tercih haline geliyor. 1960-2015 arasinda bu hucre kulturunden uretilmis asi ile yaklasik dort bucuk MILYAR kisinin asilandigi ve bunun sonucunda da yaklasik on MILYON kusur kimsenin hayatinin kurtuldugu hesaplaniyor. (https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5689800/)

Olum teorileriyle korkutma diye birsey yok, istatistik hesaplari ortada, teori kismi asilmis coktan.
Bunlarda sahte kizamik virusu uretilmiyor, var olan virus bu hucrelerde "yumusatiliyor" (attenuated). Bu "yumusatilmis" virus vucuda girdiginde, normal bir virusun bagisiklik sistemini uyarici ve vucuda zarar verici etkisi yerine, sadece bagisiklik sistemini uyarici etkisini gosteriyor ve vucut bunu zarar gormeden atlatmayi ogrenmis oluyor.
%90 olu kiz bebegin DNAsi ile birlikte demis. Yanlis. Virusler, herseyini uretildigi hucreden alirlar, yani %100 DNAsi uretildigi hucreden gelir. Ama, DNA dizesini kendisi kodlar. Eger kodunu esas alirsak, uretildigi hucreden birsey almis sayilmaz. Ama molekulleri esas alirsak, %100 uretildigi hucreye bagli demektir. Ote yandan bunu kendimize de uygulayacak olursak, yedigimiz salataligin, baligin vs molekulleri de, bizim DNAmizda kullanilacaktir. Simdiye kadar yedigimiz sebze vs de, olmus birinin topraga karismis molekulleri bulunmasi da nerdeyse kacinilmazdir.
Ote yandan, bu sozlerimden, "bilimsel arastirma icin kurtaj gerekli" gibi  sacma sapan bir yorum da cikmasin. Simdiden soyleyeyim.
Bu arada, prospektusu gelip suratima filan carpmayin, elim armut toplamiyor, isterse denesin.

Ve devamında "Domuz jelatini" ile harmanlanıyor.. Üzerine Maymundan alınan vero hücrelerini ekleyip, civciv embriyosu serpip, civayı sos edince.. -Çocuğum niye böyle oldu.. Ne olacaktı?
Turkiye'de Saglik bakanliginin asi bilgilendirme sayfasinda acikca yazmis sigir jelatini kullaniliyor diye. Guzel guzel aciklamislar, aklini kullanmak isteyenlere.
Vero hucreleri de eklenmiyor asinin uzerine, WI-38 hucreleri gibi kullaniliyor, az yukarida bahsettigim gibi. Civciv embryosu filan serpme de yok, fantazi. Civa aciklamasi da saglik bakanliginin sayfasinda var.
Bu hucre kulturu dusmanligi veya hayvan hucresi karsitligi nerden geliyor? Cehalet. Yaradanin, her bir yarattigini ne kadar incelikle yarattigini anlamamanin, bilmememin ve bilmedigi seye dusman kesilmenin bir sonucu. Aci olan da bunu iman ile karistirmasi.


Rabb harama şifa koymadı ki!
Gelmemiş gelecek için, daha bağışıklık sistemi oluşmamış yavruna savaşsın diye ne idüğü belirsiz bir sürü şey enjekte ettirdin.. Allah bunları sormaz mı sanıyoruz?
Haram hukmunu Allah ve onun yonlendirmesi ile Resulu bildirir. Haram diyorsan, kaynagini bildirmen lazim.
Ne idugu belirsiz degil ayrica, okumayi, arastirmayi ve anlamayi bilene ne idugu belirli.
Bulasici hastaliklar, istatistik vs bilimleri senin soylediginin aksini soyluyorlar.  "(Akıllı ve olgun) Mü'min aynı delikten iki defa sokulmaz, ısırılmaz." (Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63) uyarisini esas alirim.


Daha manevi perdeleri kapanmamış sabilere, bin türlü haram madde yüklemek..
Gelir mi Kudüse Selahaddin?
Haram?
Selahaddin? Alakayi cozemedim.

Aşısız bir anneyim, çocuklarıma aşı yapmak için gerçek manada beni öldürmeleri gerek.. Bu sağlık değil, fıtrat imanı elde tutma meselesidir benim için.. Aşıları üretip size yollayan Rusya, Amerika, İsrail, Çin, Almanya inanin bayılmıyor sizin çocuklarınıza.. Mülteci botlarınızı batıranlar, burda size şifa dağıtmıyor.
Umarim cocuklarin asi ile onlenebilir bir hastaliga yakalanmaz. Bilimsel konulardaki cehalet ile imani birlestirmek, sizi daha hakli kilmaz. Okuyup, anlamaniz lazim.


Ve dikkat ederseniz bunlar sadece "aşısı olan hastalıkları" konuşuyor, ver yansın ediyor..
Oysa aşısı üretilmemiş daha tehlikeli hastalıklar var!
Bunlardan neden bahsedilmiyor?
Onlar da gayet konusuluyor, okumayi arastirmayi, dinlemeyi bilenlere.

Neyse, sayesinde yeni birseyler okuyup ogrenmis oldum.

Saglicakla.

"Kristal", "indigo" cocuklar ve nette dolanan Yagmur Ibic imzali yazi uzerine

Nereden bulasiyorum bu konuya bilmiyorum. Sorumlu hissettim kendimi yazmak icin, en azindan bir itiraz notu duseyim diye. Umarim edindigim bilginin kibrine kapilip kendimde birsey gormuyorumdur.

Itiraz ettigim yazinin kaynagi wordpress blog sayfasinda, Subat 2020 ortalarindaki halini referans alip, orjinal oldugunu kabul edip yaziyorum. Yazim cevap mahiyetinde, yukardan asagi altini cizdigim yerlere karsilik yaziyorum.

Yazi yeni bir insan irki ve deccal konulari ile basliyor, dikkat cekici bir giris...

İlk olarak indigolar doğmaya başladı. Neden indigo adı verildi?
Her insanın letaifleri yani bilimsel lisan ile Auraları vardır.
Bunu ilimsel olarak zaten biliyorduk peki bilim nasıl kabul etti derseniz;
1939 yılında Sovyet Bilim Adamı olan Semyon Kirlian'ın icadı ile "Kirlian fotoğrafçılığı" ortaya çıkmıştır.
Bu icad ile insanların letaif yani auralarının fotoğrafları çekilebilmiştir.
Bilimsel lisan ile aura varmis. Yok efendim, bilimsel lisan ile bildiginiz tarzda bir aura yok.
Kirlian fotografciligi dedigi sey ile letaiflerin-auralarin fotografinin cekilmesinin asli astari yok.

Her insanda 7 renk aura keşfedilmiştir.
Bunun manevi bir hal olduğu ise; canlı bir yaprağın aurasının resmini çekiyorlar ve daha sonra bu yaprağı koparıyorlar.
Aurada çok açık bir değişme görülüyor ve yaprak kurudukça aura yavaş yavaş kayboluyor. Buna bilimde "hayalet yaprak etkisi" (phantom leaf effect) ismini verip İslam'daki letaifleri bir nevi bilimselde ispatlamış oldular.
Ne bu 7 renk acaba? Renlerin dalga boyu nedir? Kim, hangi teknik kullanarak kesfetmis? Kac kisi uzerinde bu deneyi yapmislar? Deney baskalari tarafindan ayni teknik kulllanilarak dogrulanmis mi? Vs vs vs.
Ayrica yaprak deneyi diye bahsettigi seyi tekrarlayip, sebebinin yapragin biraktigi nem oldugunu, nemi silince izin ortadan kalktigini gostermisler. Elektrikle alakali bir mesele.
"Islam'daki letaifleri" demek, cok iddiali. Kaynagi hangi ayet veya hadis ise gostermesi lazim. (Varsa tabii). Onun uzerine konusabiliriz, yoksa itibar edilmez.


Her fıtrat sahibi insanda 7 renk aura olması gerekirken bu insan türlerinde sadece 1 adet var.
Oda fıtri bir şekilde değil.
Bilimsel olarak tespit edildiğine göre indigo ve kristal insanların sadece iki kaşlarının ortasındaki letaiflerinden yani 3. Göz çakralarından "indigo" rengi bir ışık saçılıyor.
Indigo rengi dünya varlıklarının auralarında yoktur!
Ve bundan da başka letaifleri yok..
Kristal çocukların ise aynı şekilde sadece pastel kırmızı tonlarda ışık saçılıyor buda sadece hayvanlarda mevcut..
Bu sebeple duyarsız, itaat eden, boyun eğen, uyumlu, hissiz, donuk bakışlı, mimikleri enteresan bir yapıda olduklarını farkedersiniz.
Bilimsel olarak kristal ve indigo insanlari yok ki, onlarda birsey tespit edilsin!!! Gerisine cevap bile yazmiyorum, eger zekice bir kurgu degilse sacmaligin dibi. 

Bir diğer farklılıkları ise DNA yapıları..
Normal bir insanın dna sarmalları çifttir.
Ancak bu insanların 12 sarmalları vardır.
Bunu ilk dile getiren genetikçi Dr. Berranda Fox;
"İnsanları 12 sarmallı DNA'lar ile mutasyona uğratacaklarını" itiraf etmiştir.
Peki sonra ne oldu?
Dr. Fox'un "araştırmaları" internette yaygın olarak paylaşılmışsa da, bu araştırmacının bir sahtekar olduğunu savunanlar, dava açıp kliniğini kapattırdılar.
Ama bugün onun doğru söylediği artık reddedilemez bir gerçektir.

Tek DNA sarmali vardir, cift degil. Sarmalda karsilikli dizeler vardir. Sadece birkac cesit viruste sarmal tek dizedir, onun disinda tum canlilarinki aynidir. 12 sarmal sacmaligin dibidir. (Bu arada DNA yapisini az cok bilen, hele benim gibi aktif olarak deney yapan kimse, 12 sarmal sacmaligina cevap yazmaya bile tenezzul etmez, o kadar sacma). Dr Berrenda Fox atfinda bulunmasi, kendince sirtini saglama dayadigini zannetse de, Google'de kisa bir arama bunun tam tersini soyluyor. Reddedilmez gercek dedigin seyi, reddetmeye ve altina imzami atmaya tenezzul ediyorum. 

Bugün vaad edip gerçekleştirdikleri bir program var Matrix filmindeki gibi.
İnsanın beynine bir program yüklüyorlar ve 1-2 haftada çatır çatır ingilizce konuşuyor.
Bu şeytani olandır çünkü bilinçaltına müdahale ettiriyorsun sana nasıl bir enerji yolladılar bilmiyorsun ingilizce programını yükleyen başka neler yükleyecek yada bilinçaltından neler silecek bilmiyorsun!
Insanda USB veya wireless olmadigi icin yukleme yapamiyorlar. Saka bir yana, acaba hic dusundu mu bunu yazan, "yukleme" ne demek ve nasil yapilabilir diye? Neyse, asil itirazim daha asagida. 

Metafizik varlıkların insan bedenini kullandıkları ve hatta onları yönlendirip kendilerinin onların ağzından konuştuğu artık kimseye kapalı bir mesele değildir.
Bana kapali. Soyleyeyim dedim:)