25 Aralık 2016 Pazar

Yeni Universite - 3



Bazen eskileri degistirmek mumkun olmayabiliyor. Veyahut, ilerleme olsa da, verimi dusuk olup harcanilan emege degmeyebiliyor. Belki de, eski universite mantigini elestirmeyi birakip, sifirdan baslamak gerek. Eskileri degistirmek, elestirmek, onla savasmak yerine, o sarfedilecek gayreti yeni bir mekan ve anlayisla, ayni hedefte kimseler ile gerceklestirmek mumkun olabilir.

Yurtdisinda iken gayet iyi bilimsel calismalar icinde bulunup gercek universite sistemini icsellestirdikten sonra, yurda donup, mevcut hantal sistemin icinde tekrardan herseyi akisina birakan kac kimse vardir acaba? Veya bunun potansiyeli nedir? Zannimca epey yuksek bir ihtimaldir bu. Cunku, her adiminda karsilasacagi engeller, bir sure sonra insani yorar. Asil yapmayi amacladigi bilimsel calismalar degil, onu yapmak icin asmasi gereken sistem engelleri bir sure sonra pes ettirir diye dusunuyorum. Cozum mu?

Gecenlerde yirmi yildir yurtdisinda olan bir bilimadami ile sohbet ediyorduk. Belli bir amaca adanmis, o konuda calisma gayreti ve istegi olan yetismis kimselerin olusturabilecegi enstitu fikrinden bahsetti. Enstitu, universite de olabilir. Onemli olan, kendi atmosferini olusturabilecek ve bilimin yapilacagi bir yer. Mensuplari, siyasi kaygi ve oteki cekismelerden uzak bir zihin gundemi ile, sadece yapmak istedikleri arastirma faaliyetlerine odaklanmis olarak calisacaklar, hepsi bu.

Peki sonucta ne getirisi olabilir bu enstitunun?

En basta, bilim-arastirma faaliyeti yurutulmus olacak. Enstitunun zaten yegane amaci da bu olacak. Bundan baska, bilimsel arastirmanin Turkiye'de de gayet yapilabildiginin gostergesi olacak. "universite" kavraminin manasini yansitmis olacak. Belki ornek olacak diger adi universite olan yerlere.

Bir yerde okumustum, Akif, eskinin universitesi Darulfunun'da ilk derse girdigi zaman, “Burası ne darülfünun, ne siz bir darülfünun talebesisiniz, ne de ben bir darülfünun hocasıyım. Bunu bilin, kendimizi aldatmayalım.” demis.

Evet, 200 civari 'universite'si olan bir ulke olarak, ise belki de boyle baslamak gerekiyor.

27 Eylül 2016 Salı

Yeni Universite - 2

Az once bilimsel haberleri veren bir siteyi karistirdim.

Olu Deniz'deki yanmis deri parcalarindaki yaziyi seneler sonra cozmusler ve 200-300 senelerinde Incil'den yazilar bulunmus.

Avustralya'da genetik arastirma neticesinde, onlarin atalarinin 50 bin sene kadar once geldigi, 37 bin sene once de Papua Yeni Gine'deki akrabalarindan ayrildigi tespit edilmis. Insanligin kokenlerinin de 72 bin sene once Afrika'dan yayildigini gmsteren calismalari destekliyormus bu yeni bulgular.

Kendi alanim olmadigi halde merak ve ilgiyle okunacak bilgiler bunlar. Kendi alanlarinda merakli arastirmacilarin ortaya cikardigi ilgi cekici bulgular bu haberlerde bahsi gecen. Ve universite ortami, bu gibi yeni bilgi ve bulgularin yeri olmali. Insanlar, kendi alanlarinda arastirma yapmali, merakli beyinlerin onu acilip neler uretecekleri heyecanla beklenmeli. Kendi isine bakmali herkes. Universiteler, siyasetin, guduk tartismalarin kohne mekanlari olmamali. Meraklari, ufuklari, heyecanlari, hayalleri ve idealleri olan kimselerin ozgurce nefes aldigi mekanlar olmali. O zaman universite gercek manada universite olur herhalde.

26 Ağustos 2016 Cuma

Doktora Yazilari - 2

Doktoranin ilk yili bitti. Doktoranin ne demek oldugunu daha iyi anlamaya basladim. Ilk sene, doktora dersleri ve laboratuar rotasyonlari ile gecti. Biyokimya ve molekuler biyoloji esas derslerinin yaninda, bilimsel iletisim, etik, protein vs dersleri de aldik. Dersler, universite derslerinden daha iletisime acik -interactive- idi. Laboratuar rotasyonlari, asil doktora hocamizi ve uygun laboratuari bulmak icin uc veya yedi haftalik toplam bes laboratuardan olusuyordu. Dorduncu yerde, istedigim yeri buldugum icin baska laboratuara gitmeye gerek kalmadan orada devam ettim.
Yazar Yusuf Kaplan bazi sohbetlerinde batidaki doktora egitiminin bizim eski medrese egitimine benzedigini soyluyordu. Tabiri yerinde ise bir hocanin dizinin dibine cokup ilim ve ilim terbiyesi edinmek herhalde Yusuf Kaplan'in kastettigi. Belli bir rotasyon sureci sonunda ogrenci hocasini seciyor, hoca da ogrencisini seciyor. Ve dort sene kadar surecek bir surec baslamis oluyor. Hem ilim -science- hem de ilim tecrubesi -experience- aktarimi oluyor bu sure zarfinda.
Deneyimli, zeki ve yetenekli bir ogretmen buldugumu dusunuyorum. Yeni deney ve hipotez uretme konusunda cesaret verirken, ayni zamanda gerekli oldugu zaman da, kisitlamaya gitmeden, yon veriyor. Demek ki boyle boyle ogreniyor insan diyorum. Sanki yeniden bir meslek ogreniyor gibiyim.
Bu sene, tez icin komite uyelerini secip ilk hipotez ve projemi olusturup sunmam gerekiyor. Okuyacak cok makale, dusunecek cok fikir, yapilacak cok deney var. Belki de cogu benim icin cikmaz sokak olacak, veya tekrar tekrar denemek gerekecek ama bu isin dogasinda bu olsa gerek. 'Deneysel bilim' dedikleri budur herhalde.

23 Nisan 2016 Cumartesi

Turkiye'de Saglik Sistemi - 2

Saglik, simdilik Turkiye'de kolay erisebilir bir hizmet. Eksikleriyle, yanlislariyla da olsa, buyuk nimet. Turkiye'den baska yerde yasamamis olanlarin, bunu anlayacagini sanmiyorum.
Gelgelelim, eldeki bu buyuk nimet, -afedersiniz- hirsiz fareler tarafindan bitirilmekte ve is bilmez kimseler de buna seyirci kalmakta(niyetim farelere hakaret degil, benzetme). Boyle devam ederse, yakin gelecekte bu erisilebilir olan nimet de elimizden kayip gidecek.
Saglik harcamalari, 2000 li yillarin basindan beri her sene artis gosteriyor. Butcedeki maliyeti 100 milyar lira civarinda. Devletin, saglik icin odediginden baska, vatandasin cebinden cikan pay da 2009 senesinden beri surekli artmis, Tuik istatistiklerine bakabilirsiniz.
SGK baskaninin, haberdeki itiraf niteligindeki ifadeleri, yaklasan durumun vehametini ortaya koyuyor. Anladigima gore devlet, saglik sektorunde sahtekarlik yapip kendinden para tirtiklayanlarla basgelemiyor. O paralar, milletin vergisi ile geliyor. Eger beceremiyorlarsa, isi cekip cevirecek birilerini koyun saglik islerinin basina. Bu fatura arttikca, ortak vergilerle donup fakir fukaranin da yararlanabildigi saglik sistemi cokecek, artik herkes kendini kurtarmaya bakacak.
Bizdeki gibi sosyal saglik guvencesine sahip olmayan ulkelerdeki bir sigorta policesini acip okusaniz mideniz bulanir. Sanki her organiniz, her ilac, her hastalik icin ayri ayri pazarlik ediyormus gibi hissedersiniz ve o ozel sigorta altinda bile, hastalik basa geldigi zaman altina gireceginiz mali yuk, maddi yonden iflas etmenizi saglayabilir. Amerika'da bireysel olarak ekonomik cokusun ilk uc sebebinden biri de hastalik durumudur.
Velhasil, Turkiye'nin altindan petrol cikmiyor. Saglik sistemi, vatandasin vergileri ile donuyor ve cok buyuk nimet. Umarim, gec kalmadan kiymeti bilinir de, ehil ellerde layiki ile yonetilir.
"Devletin mali deniz... " mantigi ile dusunenlere gelince, gireceginiz fakir fukaranin hakki ile yatacak yeriniz olmaz. Allah islah eylesin.

http://www.ntv.com.tr/saglik/hastane-dusunun-oluyu-tedavi-ediyor-60-yasindaki-teyzeye-dogum-yaptiriyor,6uW799I5sEGQCDUyNZkN3A 

4 Nisan 2016 Pazartesi

GIDIK FARKI

Evrim teorisi, gunumuz bilimle ugrasan insanlari tarafindan buyuk oranda kabul goren bir teori. 'maymundan insana donusme' olarak anlasilsa da, cok daha ayrintili ve uzerinde uzun uzun konusulabilecek bir konu.
Evrim uzerine calismayan herhangi bir bilim insani da siklikla karsilasir bu konu ile, mesela bir proteinden bahsederken, 'evrimsel olarak korunmus" diyebilir yazar. Gecen derste de bahsi gecti, kan basincini ve sempatik sistemi tartisirken. O kadar detayli, aklin sinirlarini zorlayan mekanizmalari konusurken, hoca bu mekanizmanin Afrika'da yirtici hayvanlardan kacarken gelismis olabileceginden bahsetti.
Evrimde genel yaklasim, guclu olan ozelliklerin secilip zayif olanlarin elendigi ve boylece 'yasama elverisli' olan ozelligin varligini surdurdugudur. Belki de en temel mantigi budur. Tabii, son tahlilde, evrim, kesin olarak kanitlanacak bir olgu degildir. Cunku "kesin" olabilmesi icin, tum surecin deney sartlarinda da olsa yeniden gosterilmesidir ki, insan neslinin omru ve zekasi bunun icin yeterli gelmez kanaatindeyim. Belki de, isin sirri buradadir. Allah, imtihan dunyasinda olan bizler icin bir sinav araci olarak, hicbir zaman yaratilisin sirrini tam olarak gostermeyecek, ve beraberinde de bu gibi teorilere zemin olusacaktir. Ve tercih hakki dogacaktir bizler icin. Aksi takdirde, tum sir acikca gorulseydi, o zaman 'imtihan' nasil olacakti?

Dun gezerken bir kertenkele gordum, ondan oturu geldi bunlar aklima. Kertenkele, beni gorunce cenesinin altindaki gidigini kaldirip indirmeye basladi. O gidigin orada bulunmasi, basli basina bilimsel bir mucize. Mukemmel bir sistem. Evrim acisindan dusunuldugunde, bu kadar mesakkatli bir sistemin orada bulunmasi, muhakkak hayati bir oneme sahip olmasindan gecer. Aksi takdirde, onu tasimayan varliklar elenir.
Fakat, sanirim hayati bir organi degil, sadece sus amacli. O sekilde gidigi olmayan kertenkeleler de vardir. O halde, o gidigin orada ne isi var? Evrimsel acidan hicbir aciklamasi olmayacak sonsuz ornekten sadece biri...



3 Şubat 2016 Çarşamba

Yeni Universite - 1

"Numune" universiteler kurulamaz mi?

Universiteye cok buyuk hayaller ile girmistik. Heyecanimiz da vardi. Birinci sinif ogrencisi oldugumuz halde, bize ders anlatan 70 yasindaki hocalarin cogundan daha heyecanli ve istekli idik. (E gencsiniz, oyle olmasi dogal diyebilirsiniz. Ama akademide, bu denilen gecerli olamaz. Hoca olanlar, surekli kendilerini yenilemek, kesif pesinde kosup ogrencilerine de bu heyecani asilamalidirlar, diger turlu olmaz.) Sagolsun ( pardon, sagolmasin, bir an once mazi olsun ) sistem, mezun oldugumuzda cogumuzun heyecanini somurup var olan idealleri de kuruttu. Maalesef var olan universite boyle. En azindan benim acimdan boyle. Eger universite dedigin yeni bir bilim, fikir, ideal ve dunya uretmiyorsa, at cope gitsin. Belki yerine hakikaten universite kurulur da yer isgal edip genc beyin israf edilmemis olur onun elinde.
Nereden bu sonuca variyorum? Gostergelerden biri: Impact Factor denilen bir katsayi var. Bu, bilimsel dergilerin itibarini gosterir. 1'in altinda kusurlu sayilardan baslar, 30-40 degerlerine ulasabilir. 3-5 impact factor, yayin yapacak isen en dusuk bari bu kadar olsun diyecegin degerlerdir. Turkiye'deki dergilerin bir kismi, sagdaki dort sutun gecmis senelere ait impact factor degerleri:






Bilimsel uretimde yerimiz yok. Bu belli.
Yeni bir universite modeli kurulamaz mi? Numune universitesi olsun. Ornek olsun. Sacma sapan, tek sinav ile ogrenci almasin. Mulakat da olsun. Ogrenciler, niteliklerine gore secilsin. Herhangi bir torpil ve iltimas, universiteden utanc belgesi ile atilmaya sebep olsun. Gelismis laboratuarlari olsun. Hocalar, ayni zamanda bilim ureten kimseler olsun, sadece ezberden okuyup cikmasin amfiden. Hocalar sozlesmeli olsun. Kapagi attim bu universiteye, daha beni kimse cikaramaz diyemesin kimse. Ne kadar ekmek, o kadar kofte olsun. Devlet baslangicta desteklesin ama, memur mantigi islemesin. Ozerk olsun universite, kendi parasini kazanip ekonomik yonetimini kendisi yapsin. Teknoloji ve bilgi ureterek kazansin parasini. Ahbap cavus olmasin kimse. Kim ne kadar hak ediyorsa o kadar alsin. Hocalar, dini, politik, vs gorusleri ile degil, sadece ve sadece akademik ve bilimsel yonleri ile deger bulsun o universitede.
Universite gibi universite olsun.