Harvard'in 2011 endovment i ( anladigim
kadariyla yapilan bagis veya butce ) 32 milyar dolar imis. Onu takip
eden diger universiteler de yine milyar dolarlik butceler ile
calisiyorlar.
Bu siyaset ne menem birseydir ki, yok senin adamin
girsin su mevkiye, yok benimkini koyalim buraya diyerekten mahvetmisiz
universitelerimizi. Universiteler, sanki ilkokul ogrencisiymis gibi,
baslarina bir de YOK u koymusuz, sanki koyun gutturuyoruz.
Bilim, teknoloji konusulmayinca, tabii yerini ucuz vatanseverlikler,
gundelik siyaset soylemleri almis. Ademoglu iste, uzun seneler calisip
didinmekle alinacak yolu, iki siyaset, iki tanidikla halledebildi mi,
hemen o yola sariyor.
Sayilari hic de az degil, adi profesor olup
dogru duzgun yayini, bilimsel tarafi olmayan... Ustelik asil uzuntu
veren sey sudur ki: Zehir gibi, parlak zekalari, ufku acik ve onune
cikan engelleri asmaya azimli genclerimizi, bu dinazorlarin ellerine
veriyoruz. ( Tabii tum hocalar ici boyle konusamam, kesinlikle cok
fedakar ve caliskan hocalar da var ama, hersey onlarin elinde degil
maalesef ) Ve bu kisir cekismeler, ucuz politikalar ile, neler neler
kaybediyoruz. Bunun da farkina, soyle bir etrafimiza bakinca variyoruz.
Gecen gun California, Los Angeles universitesine gittim. Diyecek soz
bulamadim. Cok guzel bir mimari, genis bir yasam alani, akliniza
gelebilecek her turlu imkan, aktivite... Ne kadar anlatsam, gormeden
bilinmez. Onlari gordukce, icim acidi kaybettiklerimize. Neden olmasin?
Neden bizim her sehirde bu kadar donanimli universiteler olmasin ki?
Isi, ehline verseler, ucuz siyaseti, beles yasamayi birakip kim
hakediyorsa ona biraksalar isi... O zaman olur ama... Hakikaten icim
acidi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder