Bir ulkeyi batirmanin pratik yollari vardir. (
Bir ulkeyi nasil ederim de batiririm diye kafa yorup aklima gelen
seyler degildir bunlar, yanlis anlasilmasin :)
Aslinda cok pratik
ve cazip ve cok etkili tek bir yontem bile yeterlidir kanaatimce. O da
sudur ki: Ahbap cavus iliskisini gelistirmektir. Insanlari
degerlendirmenizde yaptigi is ve o insanin kalitesi degil de
etiketlerine onem vermek yeterlidir.
Yani hisim akraba deyip, bizim memleketten, filancanin selamini
getirmis, bizimkilerden filan deyip, yaptigi isin kalitesine bakmadan
degerlendirirsiniz. Bir mevkiye bir adami getirirken , o isin ehli olup
olmadigi tek kriter olacagi yerde, bunu hic dikkate almayip diger
organik veya inorganik baglari gozonune alirsiniz. O gelen kimse de,
isgal ettigi yer kadar, veya daha becerikli ise daha da fazla zarar
verir memlekete.
Bu bahsettigim neredeyse yuzde yuz garantili bir
yontemdir. Uyku kacirip vicdan yaptiracak yonu de pek yoktur, cunku bir
ahbaba yardim etmis, bir sevdiginizin yolunu yapmis isini
gormussunuzdur.
Insanlar cok garipsemez bu yontemi uyguladiginizda,
uzaydan gelmissiniz gibi de bakmaz size. Cunku alisilagelmistir. Belki
eskiden, medeniyetimizin yuksek devirlerinde iken alisilmadik, kabul
edilemez ve yadirganacak bir durum olabilir ama gunumuzde oyle bir
endiseniz olmasin, artik unutulmustur. Insanlar anlayisla karsilar sizi,
" ne de olsa tanidigi" derler. " Ben de olsam bizimkileri getirirdim o
mevkiye" derler.
Ayrica basarili orneklerini daima gorursunuz
etrafinizda. Bilimsel yayin yoksunu rektorler, ozgur dusunmeden mahkum
kalip zihinli universite hocalari, sehirleri gittikce yasanamaz hale
getiren belediye baskanlari, ufku iki sokak oteyi gecmeyen yonetici
konumunda insanlar...
Dedigim gibi, bir ulkeyi batirmak cok kolay.
Hic yorulmadan, isi ehli olmayana verin. O da yine yorulmadan " isini "
gorur, batirir ulkeyi. Bu kadar basit mi diyeceksiniz, evet, bu kadar
basit.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder