13 Ekim 2011 Perşembe

Gönül Buhranlara Düşünce...

Insanin hayati tekduze degil. Gonul denen mahluk ne garip. Ne istedigini bilemeyince insani kivrandiriyor, sanki bebeginin ne istedigini anlayamayip onun aglayip kizmasini izleyen anne gibi oluyor insan gonlunun buhranlari karsisinda. Verdigini begenmiyor, ne istedigini soylemiyor, dert cekip cektiriyor. Dinlemeyecek olursaniz da baska bir zaman, gonul kulagi ile duyup gozu ile gorecek zaman, onsuz olamayacaginiz zaman nazlaniyor, gostermiyor kendini tam olarak, hani birakmistin ya beni filan zaman diyor... Bazen ne demek istedigini cok iyi anliyorsunuz, o zaman yuzunuze yansiyor onun hali, kendini belli ediyor tam olarak, uzulse de, sevinse de.. Fakat bazen oluyor ki, susuyor, kusuyor, konusmuyor. Kizacaksan kiz, uzeceksen uz diyorsunuz ama o agzini simsiki kapatmis, tek laf etmiyor. Mecburen siz de onunla beraber susuyorsunuz, biraz daha durgun oluyorsunuz, sizin de agzinizdan kelimeler yol bulamiyor, siz de anlatamiyorsunuz kendinizi.
Sadece kelimeler degil, haliniz, tavriniz da anlatamiyor insanlara birsey, o da dilsiz oluyor. Melankoli bu mudur ki? Gonlun sessiz kalmasi, insana bir sey dememesi... Insanin farketmeden daldigi, farkina varinca da hemen cikamayacagi kadar derine inmis oldugu duygu cukuru mu bu, duygular icinde yuzuyor ama hangisi kendinin, hangisi kendine sesleniyor hangisi ile samimi, hangisinin yanindan bile gecmez ayirdedemez olmasi mi?...

Hiç yorum yok: