3 Şubat 2015 Salı

Türkiye'de Sağlık Sistemi

saatlerce dert dökebileceğim bir konu.
bu hükümet göreve gelmeden önce kronikleşmiş sorunlar vardı sistemde. devletin kaynak yetersizliği bir yandan, bir kesim doktorların etik dışı uygulamaları bir yandan, milleti canından bezdirmişti.
2002 sonrası sağlık reformları ile hastaneler birleşti, hizmete, tedaviye ve ilaca erişim kolaylaştı. hükümet, özellikle erdoğan, doktorları hedef tahtasına koydu. denetimi artırıp doktorların içindeki çürük elmaları temizlemek yerine, zaten ağır aksak işleyen sağlık bakanlığındaki müfettişleri de kaldırdı. neticesinde hedefi genişletip istediği politikayı, halkı memnun edecek şekilde uygulamaya koydu.
dikkat edin, bir önceki cümle her ne kadar kulağa hoş gelse de içinde iki mühim yanlışı barındırıyor.
ilki, tüm doktorları hedef tahtasına koyması. halbuki kurunun yanında yaşı yakma hakkın yok. ikincisi, halkı memnun edecek bir politika. halkı memnun edecek olması, doğru politika olmasını sağlamaz. mesela vergileri kaldırabilirsiniz, bu halkı memnun eder ama doğru bir politika değildir.
sağlıkta da, halkın memnuniyeti ön plana çıkıp diğer olması gerekenler çok geri atılınca günümüze doğru yaklaştık.
Doktor, tıbbi bir karar verirken artık ilk düşüncesi nasıl şikayetten korunurum oldu. bunun getirdiği gereksiz tahlil, ilaç vs masrafları çok muazzam oldu.
yine 112 merkezlerde, şikayet edilme korkusu ile, gereksiz yere ambulans çıkarma o kadar fazla ki, gönül rahatlığı ile iddia edebilirim ki 112 vakalarının yarıdan fazlası acil vaka değil. milyar dolarlar bu şekilde çöpe gidiyor.
acil servislerin suyunu çıkardılar. acile gelenlerin yine yarıdan fazlası, hatta üçte ikiden fazlası, tıp ilminde acil diyeceğiniz vaka değil. ama sen acil değilsin diyecek olsan, devletin 'sağlık politikası'nın şımartması ile gelmiş vatandaş, sen bana bakmak zorundasın diye havalara girip üzerine yürüdüğünden ve devlet de sağlık çalışanının arkasında durmadığından dolayı mecbur bakılıyor. olan asıl acil hastaya oluyor.
sağlık harcamaları on sene önce birkaç milyar lira iken, şimdi seksen milyarlara dayanmış, yani on kat gibi bir artış göstermiş durumda ve hala artmaya devam etmekte.
velhasıl, devlet sağlık politikasında tek yanlı ve popülist bir yaklaşım ile bu günlere kadar geldi. 'profesörlere de hasta baktıracağım, gidince onlara da muayene olabileceksiniz' mantığı işledi şimdiye kadar. Ya allahaşkına, ne biçim bir fantazidir bu? profesör gidip griple gelen hasta muayene edecek... millet de alkış tuttu tabii. nereden bilsin, profesörlere asıl ihtiyacın uzman hekim eğitiminde, araştırmada olduğunu.
kendisi hasta olunca tabii tüm kurallar kalktı ortadan. Allah şifa versin, ayağına taş değdiğini istemem ama, tutup doktorlara hıncını dök, sonra da hasta olunca tam gün yasası filan dinlemeden en iyi profesöre ameliyat ol...
mesleği gönül huzuru ile yapan doktor sayısı azaldı. ağzını açan doktorun aldığı maaştan bahsediyor, o kadar para alıyorlar daha ne istiyorlar diye. doktorların memnun olmama nedenleri arasında para kesinlikle birinci sırada gelmiyor. mezuniyeti minimum altı seneyi bulan bir çalışma temposu ile, aynı emeği sarfeden mühendis vs den çok fazla para aldıkları da yok.
dünyada bizimle eş kaynağa sahip olup bu derece sağlık hizmeti sunulan bir başka ülke yoktur. buna rağmen memnun olmayan kimse çok. peki bundan sonrası nasıl olacak?
sağlık harcamaları artmaya devam edecek. altımızdan petrol çıkmadığından dolayı gittikçe artan bir şekilde vatandaş sağlığa para vermeye başlayacak. devlet, popülist bir şekilde açtığı musluğu yine oy kaygısından dolayı kolay kolay kapatamayacak. sosyal devlet mantığı ile hareket eden gelişmiş ülkelerdeki gibi, bizde de açık gittikçe büyük boyutlara ulaşacak. hem tıp mesleğini seçenlerdeki yeni çağın yaşam algısı, hem toplumdaki babacan doktor algısının yerini düşman ve hizmetçi doktora bırakması ile, mesleği yapanlar daha 'profesyonel' hale gelecek. karşınızda yakınlık beklenilecek insan yerine, duygularını geri plana atmış meslek icra eden kimseler görülecek.
bu bahsedilenlerin olması belki üç beş senede, belki on senede olacak ama, bugün sunulan sağlık hizmeti nimetinin kadrini bilmeyenlerden dolayı, günümüzdeki rahatlığı bir süre sonra yaşayamayacağımızı düşünüyorum. olan fakir fukaraya olmaz umarım.
karamsar, belki soğuk ve katılmayacağınız bir yazı oldu ama benim durduğum yerden bakınca görülen ve olması beklenenler bunlar...

Hiç yorum yok: