26 Ağustos 2016 Cuma

Doktora Yazilari - 2

Doktoranin ilk yili bitti. Doktoranin ne demek oldugunu daha iyi anlamaya basladim. Ilk sene, doktora dersleri ve laboratuar rotasyonlari ile gecti. Biyokimya ve molekuler biyoloji esas derslerinin yaninda, bilimsel iletisim, etik, protein vs dersleri de aldik. Dersler, universite derslerinden daha iletisime acik -interactive- idi. Laboratuar rotasyonlari, asil doktora hocamizi ve uygun laboratuari bulmak icin uc veya yedi haftalik toplam bes laboratuardan olusuyordu. Dorduncu yerde, istedigim yeri buldugum icin baska laboratuara gitmeye gerek kalmadan orada devam ettim.
Yazar Yusuf Kaplan bazi sohbetlerinde batidaki doktora egitiminin bizim eski medrese egitimine benzedigini soyluyordu. Tabiri yerinde ise bir hocanin dizinin dibine cokup ilim ve ilim terbiyesi edinmek herhalde Yusuf Kaplan'in kastettigi. Belli bir rotasyon sureci sonunda ogrenci hocasini seciyor, hoca da ogrencisini seciyor. Ve dort sene kadar surecek bir surec baslamis oluyor. Hem ilim -science- hem de ilim tecrubesi -experience- aktarimi oluyor bu sure zarfinda.
Deneyimli, zeki ve yetenekli bir ogretmen buldugumu dusunuyorum. Yeni deney ve hipotez uretme konusunda cesaret verirken, ayni zamanda gerekli oldugu zaman da, kisitlamaya gitmeden, yon veriyor. Demek ki boyle boyle ogreniyor insan diyorum. Sanki yeniden bir meslek ogreniyor gibiyim.
Bu sene, tez icin komite uyelerini secip ilk hipotez ve projemi olusturup sunmam gerekiyor. Okuyacak cok makale, dusunecek cok fikir, yapilacak cok deney var. Belki de cogu benim icin cikmaz sokak olacak, veya tekrar tekrar denemek gerekecek ama bu isin dogasinda bu olsa gerek. 'Deneysel bilim' dedikleri budur herhalde.

Hiç yorum yok: