6 Temmuz 2013 Cumartesi

Misir...

Ortadogu uzmani olmayan birinden, Misir hakkinda...
Mursi basa geldiginde, ekonomik olarak darbogazda ve anladigim kadari ile disardan gelecek paraya ihtiyaci olan bir ulke vardi. Subat ayinda cikan bir makalede, ulkenin IMF ve dolayisi ile Amerika'dan gelecek olan parayi alamadigi, uc ay sonra yakit ve gida konusunda darbogaz olabilecegi yaziyordu. Turkiye ve Katar'dan gelen 2'ser milyar dolarlik para, ekonomiyi bir miktar rahatlatsa da, uzun vadeli cozum olmadigi yaziyordu. Ulkenin ekonomik darbogazinin, Mursi'ye karsi muhtemel bir darbeye zemin hazirlayabilecegini soyluyordu. Suudilerin, Misir'i darbogazdan kurtaracak ve Mursi'ye yardim edecek paralari oldugu halde bunu vermeyeceklerini de soyluyordu. Krallik ile yonetilen ve bastan beri Arap ulkelerindeki ayaklanmalara karsi cikan, Yemen ve Tunus'un devrik liderlerine evsahipligi yapan Suudilerin, paralari oldugu halde Mursi'yi bu durumdan kurtarmayacaklarini soyluyordu. Diger ulkeleri saymiyorum, sadece musluman olanlari soyluyorum. Ve eger olursa, muhtemel bir darbenin, Mursi karsisinda tek guclu olabilecek olan ordudan gelecegi soyleniyordu.
Gecen aya geldigimizde, haberlerden okudugum kadari ile benzin konusunda cok buyuk darbogaz yasanmis, enflasyon ve kuculen ekonomi ulkeyi darbogaza sokmustu. Muhalefet bu firsati kacirmadi. Baradey ve diger liderler, ordu eliyle de olsa yonetimi devraldi, ya da hala elde etmeye calisiyorlar diyelim. Misir, disariya karsi, askeri darbe diyemiyor, asker eliyle yonetimi degistirdik, cogunlugun istegini asker eliyle yaptik diyorlar. Darbe derler ise, IMF gibi yerlerden para alamayacaklar, simdiki memnuniyetsizligi tetikleyen ekonomik gidisati gorunurde de olsa duzeltemeyecekler...
Bu duruma sevinen ve uzulenlere bakarak, durumun kimin isine gelip kimin isine gelmedigini anlayabiliriz, o konuya cok girmeyecegim, gorulen birsey zaten...
Misir adina cok uzuldum. Askerin isin icine girmesi, demokrasi adina cok buyuk kayip. Insanlar, birsekilde en kotu demokrasinin bile ekonomi vs den onemli oldugunu anlayacaklar, Tahrir'de kazandiklarini gene ayni yerde kaybettiler.
Musluman Kardesler, ekonominin ne kadar onemli oldugunu anlayacaklar veya anlamislardir. Ekonomik olarak disari bagimli iseniz, o ulkenin sahibi degilsiniz demektir, isterseniz %90 ile basa gelin, yine birsey ifade etmiyor.
Ve su da gercek ki, her yonetim kendi zenginlerini ve burjuvasini olusturur, dogru veya yanlis, bu boyle. Eger Mubarek 30 sene basta kalmissa, ekonomik ve tum diger alanlarda tum ulkeye kok salmis olmalari kacinilmaz. Bir senede bunun degismesini beklenemez. Uzun yillar alacak bir surec normale donmek. Darbeye en buyuk zemini hazirlayan ekonomiden, Mursi ne kadar sorumlu tutulabilir?
Batinin, durum karsisindaki tutumuna sasmadim. Demokrasi veya oteki degerler, Batinin sahip oldugunu ve mulkiyet hakkinin kendilerine sahip oldugunu zannettikleri seyleri aslinda ifade ettigi manasi ile degil, arac olarak gorduklerini biliyordum, bir kere daha gormus olduk. Onlar icin, bu degerlerden daha onemlisi, kendi islerine gelip gelmedigi, gerisi hikaye.
Yanlis anlasilmasin, yazida Suudi veya baskalarinin ismi filan gecmesi. Kimseye karsi ozel bir kin gutme, birilerini dusman sayma durumunda degilim, musluman olan herkes, herseyleri ile gene bizim. Herkes kendi cikari ne ise ona gore davraniyor, birilerini suclayip isin icinden cikmak en kolayi. Mesele, guclu ve ahlak sahibi olup gerektigi yerde gerekeni yapmak ve yaptirabilmek. Ahlak dedigim, goreceli bir ideoloji degil, kendi yalin manasi ile ahlak.
Turkiye olarak, ekonomik olarak bulundugumuz noktaya sukrettim. Elbet sosyal dagilim vs konularinda tartisacak cok sey vardir ama, IMF gibi disari bir guce bagli olmak, bagimsizlik onunde, kendi politikalarini belirlemede cok buyuk engel, bunu gorduk.
Bir de, her durum kendi sartlari icinde degerlendirilir. Ulkelerin politikalari, durumlara gore cok degisken olabiliyor. Kisa vadede kazancli gorunebilecek kazanclar pesinde kosup, dis politikanizi ahlak uzerine oturtmaz iseniz, uzun vadede guvenilir bir ulke olmaktan cikarsiniz, bunun goturusu daha fazladir, ki, getiri goturu hesabindan ote, ilke ve karakter meselesi... Bu konuda Sayin Ahmet Davutoglu'nu hayranlikla izliyorum. Gecenlerde dusunurken aklima geldi, Yavuz Sultan Selim, "Misir'i aldik ama Sinan'i kaybettik." diyor. Bazen bir ulkeden daha degerli insanlar geliyor. Ahmet Davutoglu'nu da oyle goruyorum, deseler ki ortadogu ulkelerini Turkiye'ye verelim, yine degismem. Onun disislerini yonettigi bir ulkenin ferdi olmak gurur veriyor. Turkiye, gerektigi gibi Mursi'nin, yani halkin sectigi insanin yerinde yer aldi. Ve inaniyorum ki, eger orada secilmis bir baskasi olsaydi ve Musluman Kardesler darbe ile yonetimi ele gecirseydi, o zaman Davutoglu, Musluman kardeslerin yaninda yer almazdi.
Misir'da, simdi askeri alkislayan insanlarin cogu eminim kisa zamanda pisman olacaklar. Gecmiste ulkeye buyuk hizmetler etmis, zor yonetimin zor sartlarina ragmen toplumun yaralarina merhem olmaya calismis Musluman Kardeslerin kiymetini anlayacaklardir diye dusunuyorum. Diger yandan, Musluman Kardesler acaba siyasete girmeyip eski hizmetlerine devam etselerdi nasil olurdu diye de dusunmuyor degilim, cunku isin icine siyaset girince, menfaati olan insanlar da girmeye basliyor ve toplulugun safiyetine zarar verebiliyor bu, bilmiyorum...
Ote yandan, muhalif liderlerin askeri darbeye destek cikarak aslinda siyasi manada kendi kuyularini kazdiklarini dusunuyorum. Artik demokrasi veya liderlik nutuklari atsalar da, halkin kalbine dokunabileceklerini zannetmiyorum. Ortadogu insani olarak, mazlumun yaninda yer almak gibi bir huyumuz var. Bu yapilan haksizlik, Mursi'yi halkin ve diger ulke halklarinin gozunde daha da buyutecektir. Ve ilk firsatta halk bunu fazlasiyla yansitacaktir. Darbe ile elinden aldiklari yonetimi, bir nevi liderligini pekistirmis olarak iade etmeleri gerekebilir.
Kendi adima cikardigim dersler de var. Demokrasinin kiymetinin bir kere daha farkina variyorum. Darbenin, toplumun bir kesiminin eliyle veya buyuk gosterilerle de olsa, her turlusunu zararli olarak goruyorum. Insanlar, belli bir sureligine yonetmesi icin oy veriyor sectikleri kisilere. O yuzden birlikte yasamanin geregi ve topluma olan saygi, o yonetime gelecek secimlere kadar sure tanimayi da beraberinde getirir diye dusunuyorum. Secimler disinda, diger turlusu, elastik bir nesne gibi demagoji ve bir taraflara cekilmeye cok acik ve tehlikeli.
Ve ulke olarak, belki de gecmiste verdigimiz kurbanlar ve darbelerden oturu, demokrasiyi daha icsellestirdigimizi gorup seviniyorum. Merhum Adnan Menderes'in son sozlerinde soyledigi " Dirimden korkmayacaktınız. Ama şimdi milletle el ele vererek Adnan Menderes'in ölüsü sizi ebediyete kadar takip edecek ve bir gün sizi silip süpürecektir. Ama buna rağmen duam sizlerle beraberdir. " sozu gercek oluyor, darbe isteyen insanlara firsat verilmiyor belki de...
Ve son olarak da, demokrasi oyle birilerinin, ozellikle de batinin "lutfu" ile gelebilecek birsey degil. Milletin bedel odeyerek elde ettigi, gunumuzde mevcut olan yonetimlerin en gecerli ve kiymetli olani. Milletin kendi icinden gelmeli.
Buraya kadar okuyup gelen olacagini sanmiyorum da, maksat oyle icimi dokmek, vesselam...
5 Temmuz 2013

Hiç yorum yok: