1 Eylül 2013 Pazar

Turkiye Tatili

Memleketten uzakta 1 sene gecti. Insan bir muddet sonra gurbete alisiyor, ozlese de, alisiyor. Turkiye'ye gece indim. Havalimanindan taksi ile Fatih'e giderken yaz gecelerinin o ilik havasini soludum :) Istanbul'u ozlemisim, Fatih'ten Eminonu'ne kadar yurudum, sanki insan ozler gibi, semtler de ozleniyormus. 
Birkac gun sonra memlekete, Maras'a gectim. Insanin ici bir hos oluyor, sanki yeniden bir can bulmus gibi, bir nevi yeniden hatirlamis gibi yasamayi...
Zaman cabuk gecti, abimin dugununu yaptik bayram ertesi. Dugunlerin en guzel yani, gorme imkaninin olmadigi bircok es-dostu gorebilmek. Kapida durup gelenlere hosgeldin dedim iki uc saat boyunca. Aradan bazi tanimadigim, ismini cikaramadigim, bir yerden tanidik gelen insanlar da vardi. Ama cogu kimse taniyordu beni, bazen mahcup da oluyorduk. Bazilari hemen taniyor, bazilari da "Sen Amerika'daki oglusun degil mi?" diyordu. 
Abim evlenince, biraz yalnizlik coktu. Sonucta arkadas gibiydik, artik bekar degil evli olunca eskisi gibi her istediginde her istedigini yapamiyorsunuz. Bir muddet sonra, insanin etrafindaki yasitlari evleniyor, bekarlarin sayisi azaliyor...
"Adamin su gibi akanidir Marasli" demis sair. Guzel insanlar var Maras'ta. 
Tatil donusu Istanbul'a giderken, Kutahya'ya ugradim bir dostu ziyarete. Kutahya'nin sivesi cok tatli geldi bana. Merak edenler, rahmetli Ahmet Ulucay'in "Karpuz Kabugundan Gemiler Yapmak" filmini izleyebilirler. 
Iki tane teyzeyi oturtup konusmalarini dinleyivercen...
Istanbul'un son gunu kosusturma, telas, hayal kirikligi, umut, beklenti vs birsuru duygu karmasasi ve agir bir bavul ile gecti. Gece gumrukten gecip sabahin erken vaktinde ucaga bindik. Kalkar kalkmaz uyumusum, Roma'ya varmak uzereyken uyandim. Oradan ikinci ucakla Los Angeles... Gecen sene, ilk geldigimde bayagi bir yabancilik, urkme hali vardi. Simdi onu hissetmeyince ayri bir rahatlik oluyor.
Vesselam...

Hiç yorum yok: