3 Nisan 2012 Salı

Sayın Mustafa Armağan, Tarihçi Aranıyor!

Sayın Mustafa Bey,
Heyecanlı ve idealist bir araştırmacı olarak görüyorum sizi. Elimdeki Kızıl Pençe kitabının başındaki yayınevinden çıkan kitap sayınız 26 olarak görünüyor. Senede 4-5 kitap çıkarmışsınız Timaş'tan. Maraş'ta Mehmet Akif'i anma toplantısında da konuşmanızı dinlemiştim, Asımın Nesli'nden ipuçları veren.
İyi, güzel, hoş da, ya Mustafa Bey, böyle kitap kitap, parça parça sunuyorsunuz tarihi.
Bir döneme ışık tutmaya çalışıyorsunuz ama hep parça parça kalıyor yaptığınız işler. Şöyle esaslı bir şekilde oturup, baştan başa vesikaları ile o dönemi aydınlatmaya çalışsanız olmaz mı? Popüler terimini kullanacağım için kusura bakmayın ama, biraz popüler tarih gibi kalıyor anlattıklarınız. Neden popüler terimini kullanıyorum, mesela Zaman'ın pazar eklerinde yazdığınız yazıların çoğu o haftalarda tartışması geçen bir konunun geçmişteki benzeri ya da kökleri. Elbet bunlar da çok emek harcanmış ve güzel yazılar ama, belli bir düzende yazsanız, o dönemin kronolojik bir tarihini yazsanız olmaz mı?
Kızıl Pençe kitabının girizgahında bahsetmişsiniz, ilerdeki araştırmacılara belki vesile olacak şeyler söylemişimdir diye. E o bahsettiğiniz tarihçi neden siz olmayasınız ki? Konulara yaklaşımınız tarihçiden ziyade araştırmacı gibi. Madem bu işe gönül vermişsiniz, keşke tam olarak tarihçi gözüyle irdeleseniz meşrutiyet ve cumhuriyet tarihini. Zira gerçekten kafamızda bir kopukluk var, Osmanlı ile Cumhuriyet arasında, Kurtuluş Savaşı ile Tek parti arasında. Tek parti ile Menderes arasında ve Darbeler arasında. Kitaplarınız her ne kadar bu alanı aydınlatmaya çalışsa da ihtiyacımızı tam olarak karşılayamıyor. Sizde çalışma azmi gördüğüm ve başarabileceğinizi düşündüğüm için rica ediyorum bunları. Muhakkak ki sürçülisan eylemişimdir, affediniz.
Not: Mustafa Bey'e mail olarak gönderdim yukarıda yazdığımı, cevabını bekliyorum...

Hiç yorum yok: